Tarihler 6 Eylül 2015’i gösterdiğinde yüreğimiz yandı…
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde terör örgütü PKK’lı terörist hain saldırı düzenledi.
İlçeye bağlı Dağlıca köyünü kara yolunun ulaşıma açılması amacıyla yürütülen operasyonda terör örgütü PKK’lı teröristlerin daha önceden yol kenarına yerleştirdiği el yapımı patlayıcılar, iki zırhlı aracın geçtiği sırada patlatıldı.
Patlama nedeniyle iki zırhlı araç ağır hasar gördü. Yapılan açıklamada, zırhlı araçlarda bulunan 16 askerimiz şehit oldu, 6 askerimiz hafif yaralandı.
Devam eden operasyonlar kapsamında 73 PKK’lı terörist öldürülürken, 25 PKK’lı terörist ise yaralı olarak ele geçirildi.
ŞEHİTLERİMİZİN ACISI İLK GÜNKÜ GİBİ TAZE
Kahreden olayın üzerinden 9 yıl geçti, acımız ilk günkü tazeliğini koruyor. Şehitlerimizin aileleri, mezarlıklara giderek acılarını biraz da olsa hafifletmeye çalışıyor.
Şehit düşen Yarbay İlker Çelikcan’ın ailesi, şehit yarbayın da kabrinin bulunduğu Hamitler Mezarlığı’ndaki Garnizon Şehitliği’ni ziyaret etti. Oğullarının ölüm yıl dönümünde Bursa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü de acılı aileyi yalnız bırakmadı. Okunan duaların ardından İhlas Haber Ajansı mikrofonlarına konuşan baba Niyazi Çelikcan, sözün bittiği yerde olduklarını söyledi. Baba Çelikcan, “Bizler vatanı, milleti, bayrağı için yaşıyoruz. Bizler vatansever olarak yetiştik ve yetiştirildik. Benim yavrum, Dağlıca’ya görevi çıktığında ‘gitme’ dedim. ‘Bizim kendi iş yerimizde gel çalış’ dedim ama ‘ben devletime, vatanıma ve milletime hainlik yapamam. Vatanın her karesi bize şehitlerin emanetidir. Biz de onların yolunda gitmek mecburiyetindeyiz. Devletim beni özel yetiştirdi’ diyerek gitti. Şehit olarak geri geldi. 9 yıl geride kaldı” dedi.
“BUNLAR YÜZÜNDEN HER GÜN ACI ÇEKİYORUZ”
O günden bugüne kadar yapılan operasyonlara rağmen terör örgütünün durmadığını belirten Çelikcan, “Ama inşallah bu operasyonlarla PKK’nın kökü kazınır, zürriyetleri bile kalmaz. Bizim temennimiz budur. Bunların neyin peşinde olduğunu anlayamıyorum. Hem bu ülkenin ekmeğini yiyorlar, hem de bu ülkeye kurşun sıkıyorlar. Biz bunlar yüzünden her gün acı çekiyoruz” diye konuştu.
“PKK, TÜRKİYE’Yİ TÜKÜRÜĞÜYLE BOĞAR DİYENLER, ŞİMDİ BELEDİYE BAŞKANI”
Van Belediye Başkanı Abdullah Zeydan’ın milletvekiliyken dediği “PKK, Türkiye’yi güller bahçesine çevirmek istemeseydi, PKK’nın öyle bir gücü var ki sizi tükürüğüyle boğar” sözünü hatırlatan şehit babası Çelikcan, “Bunun GBT’si yok mu? Bunu neden oraya getiriyorsunuz. Beni yolda giderken polis çevirip GBT sisteminden ne olduğumu görüyor. Onlar bu görevlerde olduğu sürece PKK, şehit ailelerine her gün kurşun sıkıyor. PKK, Türkiye’yi tükürüğüyle boğar diyen adam şimdi belediye başkanı. Bu ülkenin parasıyla besleniyor. Hem de kurşun sıkıyorlar. Bunlar esas bizi yaralıyor. Bu vatan, millet, bayrak bizimdir. Vatanını sevmeyen, bayrağını sevmeyen özgürlüğünü alabilir mi? Savaştan kaçanları görüyorsunuz. Onların özgürlüğü var mı? Bizler onlar gibi de olamayız. Bizleri hiçbir devlet almaz. Bizler de hiçbir yere sığmayız. Biz de hiçbir gitmeyiz. Ben 70 yaşındayım. Vatanım için o askerin önünde kalkanlık yapar yine gitmeyiz” dedi.
Şehit düşen 6. Hudut Tabur Komutanlığı’nda görevli Piyade Sözleşmeli Onbaşı Fatih Duru ile 15 asker, 6 Eylül 2015 tarihinde PKK’lı teröristlerin hain saldırısı sonucu şehit düştü. Şehit ateşi Çanakkale’nin Ezine ilçesine bağlı Kayacık köyündeki baba ocağına düşen Fatih Duru’nun annesi Azime Duru ise, oğlunun acısını 9 yıldır ilk günkü gibi yaşıyor. Oğlunun şehit olduğu günden bu yana odasındaki eşyalarına hiç dokunmayan annesi Azime Duru, oğlunun odasındaki fotoğraflarına bakarak her gün ağlıyor, oğlunun özlemini böyle gideriyor.
“GÜNLERİMİZ HER GÜN AĞLAMAYLA GEÇİYOR”
Anne Azime Duru, 9 yıl önce şehit düşen oğlu Fatih’in acısını ilk günkü gibi yaşadığını ve her gün odasının duvarındaki fotoğraflarına baktığını belirterek, “Günlerimiz her gün ağlaya ağlaya geçiyor. Oğlumun fotoğraflarına bakıyorum. Tek başımayım. Odasında fotoğrafları hala duruyor. Bütün eşyaları duruyor. Mevlidini de yapacağız. Oğlumu çok özledim. Ben onun için dertli oldum. Kendimi paraladım. Ama çaresi yok. Oğlum gitti, gelmedi. Devletimiz PKK’lıların cezasını versin. Hiç kalmasınlar. Biz devletin yanında olduk, can verdik, canımızı verdik. Yıllar oldu gideli, bütün askerlerimiz sağ olsun. Gitme oğlum dedim ama gitti. Fatih beni çok hasta etti. Ben 10 senedir şeker hastasıyım. Mehmetçiğimize Allah kuvvet versin” dedi.
Dağlıca saldırısının yıl dönümünde, şehit asker Deniz Göçkün’ün annesi Ayfer Göçkün, verdiği özel röportajda duygularını paylaştı.
“HEP EKSİĞİZ”
Oğlu Deniz’in adının anılması ile gözleri dolan Göçkün, “2015 yılında şehit edildi benim oğlum. 9 yıl oldu. Bizlere sorarsanız daha dün gibi. Acımız hep derin, hep taze. Hep eksiğiz. Bugün, eskisi gibi şehit haberleri almıyoruz. Almayalım da. Olacak inşallah, bitecekler” dedi.
Konyalı 23 yaşındaki Sözleşmeli Er Resul Coşkun da Dağlıca’da şehit olurken, şehit olmasından günler sonra baba ocağı Konya’ya getirilen naaşı, düzenlenen törenle Konya Şehitliğine defnedildi.
Yıllar geçmesine rağmen acıları ilk günkü gibi olan Şehit Resul Coşkun’un babası Zeki Coşkun, oğlunun biraz hareketli ve duygusal olduğunu anlattı. Baba Coşkun, “Okula başlayana kadar da epey hareketliydi. Kendi başına olmayı severdi. Güzel bir çocukluğu geçti. İnsanları severdi, sevgi dolu biriydi. Bazı huyları vardı aklımıza geldikçe hala güleriz. Allah rahmet eylesin, bizim çocuğumuz şehit oldu. Biz bununla gurur duyuyoruz. Küçük bir ateş ama bize göre büyük bir ateş. Bu ateş hiç sönmüyor, ufalıyor ama hala duruyor. Her tarafta bir anısı, kokusu ve özlemi var” şeklinde konuştu.
“HUZURLUYUZ, ALLAH’A ŞÜKÜR OĞLUMUZ VATAN İÇİN ŞEHİT OLDU”
Asker olma isteğini belirttiğinde korktuklarını ama zamanla alıştıklarını ifade eden baba Zeki Coşkun, “Asker olmak isteyince ilk başta korktuk. O dönemlerde çoğu insan çocuklarını askere göndermek istemiyordu. Oğlum kendi askerliğini, vatan görevini yaptı geldi ama sözleşmeli yapmak istedi. ‘Özlüyorum ben askerliği, kendimi askerlik yaptım saymıyorum’ dedi. Benden fazla da annesi ikna etmek için uğraştı. Anne kalbidir, babanın yüreği biraz serttir ama anne yüreği dayanamaz. Dedesi felç geçirmişti. Babam küçük kardeşimin evinde kalıyordu. Kardeşimin evi de şehitliğin karşısındaydı. Dedesini ziyaret ettik. Tam şehitliğin karşısında ‘oğlum süren doluyor, bir daha sözleşme yapma’ dedim. ‘Baba, burası şehitlik, şurası da mezarlık’ dedi. ‘Musalla Mezarlığına insanlar hayatını kaybediyor, buraya defnediliyor. Geldiler mezarlarına dua ettiler, gittiler’ dedi. Şehitliği göstererek de ‘burası benim yerim, ben öldüğümde her geçen insan dua okur’ dedi. Biz evladımızın ölmesini istemezdik tabii. Kim evladının ölmesini ister ki? Huzurluyuz, Allah’a şükür oğlumuz vatan için şehit oldu” diye konuştu.
“ARABADAN İNDİĞİMİ HATIRLIYORUM HEPSİ O KADAR”
Oğlunun şehit olduğu günü anlatan baba Coşkun, “Şehadet gününün bir gün öncesinde Türkiye maçı vardı. Biz o maçı seyrederken Hakkari Dağlıca terör örgütü saldırısı ile ilgili bir alt yazı geçti. Biz o ara içimize ateş düştü. Daha sonra hemen telefona sarıldım. Telefon ettiğim zaman mutlaka görüşürdük. O gün kimseye ulaşamadık. Bizi telaş sardı, o gün sabaha kadar uyku uyuyamadık zaten. Daha sonraki gün biz biraderin evindeyken komşumuz aradı eve bizi çağırdı. Çağırdığında anladım, zaten aklımıza gelen başımıza geldi. Eve geldiğimizde o kalabalığı görünce arabadan indiğimi hatırlıyorum hepsi o kadar. Daha sonrasında da cenazesini beklemek zorunda kaldık” ifadelerini kullandı.
“VATANI GÖNÜL İLE SEVMEK ÖNEMLİDİR”
Gençlere de tavsiye veren Zeki Coşkun, “Gençlere vereceğim tavsiye de vatan millet sevgisi görülecek bir şey değildir, vatanı gönül ile sevmek önemlidir. Ben vatanımı seviyorum, herkes sever ama vatanı seviyorum derken de vatana hizmet bambaşka bir şeydir” dedi.
“TEK DUAM DAHA FAZLA ANNELER AĞLAMASIN”
Oğlu şehit olduktan sonra havalimanında şehidini asker selamı ile karşılayan anne Sıdıka Coşkun, “Ateş düştüğü yeri yakar. Gururluyum, üzülmek istemiyorum. Ağlamak istemiyorum. İçimizde bir özlem elbette ki oluyor. Bir koku geliyor acaba Resul’üm mü geldi diyorum. Hemen aklına evladın geliyor. Oğlum şehit oldu, vatan sağolsun dedim. Evlat nasıl olsa olur ama vatanımız olmaz. Evlatsız yaşanır, vatansız yaşanmaz. O yüzden biz de şehidimiz ile gururluyuz. Gözyaşı dökeriz ama o da özlemdendir. Tek duam daha fazla anneler ağlamasın” şeklinde konuştu.
Yola döşenen patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu şehit olan 1 çocuk babası Konyalı Topçu Uzman Çavuş Tuğrul Köseoğlu’nun naaşı Ereğli ilçesi Ulu Cami’nde kılınan cenaze namazını ardından Ereğli Şehitliğine defnedildi.
“VATAN İÇİN KANIMIZIN SON DAMLASINA KADAR BİZLER DE OLSA SAVAŞIRIZ”
Oğlu gibi 16 askerin kahramanca şehit olduklarını ifade eden baba İsmail Köseoğlu, “Oğlum, 6 Eylül 2015 Dağlıca’da EYP arama çalışmaları sırasında şehit olan askerleri almak için giderken şehit oluyor. 16 şehit vardı o gün. Acısı içimizde. Söylenecek söz bulamıyoruz. Vatan için kanımızın son damlasına kadar bizler de olsa savaşırız. Zaman zaman bu şehitlerimiz geliyor. Biz de bu şehidimizi kalbimize gömdük. Seneyi devriyesi geldiği zaman içimize bir hüzün çöküyor” dedi.
“KENDİMİZİ ONA GÖRE HAZIRLADIK”
Oğlu ile şehit olmadan 2-3 gün önce görüştüğünü anlatan baba Köseoğlu, “Şehidimizle, şehit olmadan 2-3 gün önce görüştük. En son biz şehit olduğu gün İstanbul’a düğüne gitmiştik. Haberi de orada aldık. İstanbul’dan apar topar geldik. Şehidim de 2 gün sonra geldi. Kendisine ulaşamayınca arkadaşlarını aradık. Onlar da net cevap veremedi. Kendimizi de ona göre hazırladık” şeklinde konuştu.
Oğlunun gözünün hep yükseklerde olduğunu belirten baba Köseoğlu, “Gözü her zaman yüksekteydi, ufku genişti. Yardım etmeyi severdi. Şehit olmayı kafasında canlandırmış, düşünüyormuş, hep eşine de söylermiş ‘bana bir şey olursa hepiniz kurtulursunuz’ dermiş” ifadelerini kullandı.
Van’da amatör balıkçılara denetim yapıldı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.